Konuşmalarımız

Kurumlar en önemli kaynaklarının insan olduğunu söylüyorlar. “İnsan”ı ne kadar tanıyoruz? Düşünce süreçlerini, karar verme mekanizmalarını, kaygılarını, iç dünyalarını ne derece biliyoruz? Konuşmada, bilinen sosyal psikoloji deneylerinden ve insan bilim, psikolojinin temel kavramlarından yola çıkarak ve örneklerle zenginleştirerek birlikte insanı anlamaya çalışıyoruz. Bazen de bu verileri, kendi iş yaşamımıza nasıl adapte edebileceğimiz üzerinde birlikte fikirler üreterek ve kararlar alarak atölye çalışmasına dönüştürüyoruz.

Baş döndürücü bir hızla değişen dünyamızda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey değişime adapte olmak ve hatta değişimi yaratmak. Peki nasıl? Farklılaşarak, kalıpların dışına çıkarak, "bugün yeni bir şeyler söyleyerek". Mümkün mü? Evet, mümkün, hepimizde bu potansiyel var! Yeter ki farkına varalım, yeter ki kazı çalışmaları yapalım. Gelin birlikte fikir üretelim, hem de nasıl farklı fikirler üretebildiğimize şaşarak.

Elimizdeki, masamızdaki iletişim araçlarının gelişkinliği arttıkça zannediyoruz ki birbirimizle daha iyi anlaşacağız ve iletişim kurabileceğiz. Ama öyle olmuyor. Sanki aksine birbirimizi anlamak daha da zorlaştı. Bir yandan da diyorlar ki iyi ilişkiler kurmak başarılı olmanın en önemli anahtarıdır. Bu işin bir sırrı yok ama yöntemleri var. Yaşamımızın bütününde (özel ve iş) başarılı ilişkiler geliştirme ve sürdürebilmelerini kolaylaştırıcı ipuçları alabilirsiniz.
Farkında olalım ya da olmayalım hepimiz belirli değerlerle hareket ediyoruz. Değerlerimizin ortak olduğu kişilerle de daha rahat ediyoruz, daha kolay çalışıyoruz. Bazen da içimizde bir huzursuzluk... ama adını koyamıyoruz. Değerlerinizi farkındalıkla yaşamak, ortak alanda yaşadığınız, birşeyler paylaştığınız kişilerle ortak hedefler belirlemek ve onları yaşamak, yaşatmak için huzurla çalışmak için bir fırsat, kaçırmayın..

İşiniz profesyonel koçluk olmayabilir ama yönetici iseniz hatta ana baba iseniz sizden de koçluk yapmanız bekleniyor. Liderlik ettiğiniz kişileri, ekip arkadaşlarınızı kendilerini keşfetmeleri için yüreklendiren, yüksek performans göstermeleri için potansiyellerini kullanmalarına imkân veren, çalıştıkları alanlarda güçlü hedefler koyabilmelerini sağlayan bir model yönetici olmak istemez misiniz?

Malum dünya küçüldü. Herkes her yerde. Aynı işyerinde 3-4 milletten çalışan görmek mümkün. Dünyanın farklı ülkelerinde iş gören yöneticilere, ya da farklı kültürden kişilerle çalışanlara kültürler arası farklılığı ne kadar anlatırsak ve nasıl davranacakları konusunda ipuçları verebilirsek yanlış anlamaların ortadan kalktığını ve verimliliğin arttığını gördük.

Mizah ciddi bir iştir, ciddiye almak gerekir. Yaşamın zorlu deneyimleriyle baş etmede size yararı olur, sağlığa iyi gelir, ilişkileri sağlamlaştırır, zihinsel faaliyetlerinizi artırır, iş hayatında müşteri artışı bile sağlar. En çok da eğitimde işe yarar. Doğru kullanımımda stresi azaltır, öğrenmeyi kolaylaştırır, kendine güveni artırır. Üstelik öğrenilebilir. Keşke bütün öğretmenler ve eğitimciler bunu bilebilselerdi.
"Biz"den farklıydılar, bazen kızdık, bazen şaşırdık bazen de gıpta ettik. Bu farklı kuşak artık işyerlerinde önemli mevkilere gelmeye başladı. Bir kısmı yönetici olmaya başladı bile. Bir an önce onları iyi anlamaya, dinlemeye, bilimsel zeminde bireysel (psikolojik) ve yönetimsel olarak analiz etmeye ihtiyaç var. Aslında bu konuşma "Y kuşağı" üzerinden tüm kuşakların kendilerine bakıp inceleme fırsatı veriyor, farkındalık yaratıyor. İş hayatında birlikte en etkili şekilde nasıl çalışabileceğimizi arıyoruz.

Birşeye gerçekten inandığınızda neler yapabileceğinizi biliyor musunuz? Beyninizin içine girebilseniz nelerin sizi yüreklendirdiğini, nelerin sizi vesveselere yönlendirdiğini bilseniz... Bir inansanız, ah bir inansanız neler başarabilirsiniz, yeter ki zihniniz size engel olmasın. Başaranlar nasıl başarmış. Dünyada o kadar çok başarı hikayesi var ki. Modelleyip, hayatımıza geçirmek mümkün.